Son yıllarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ile ilgili yapılan çalışmalar, teşhis yöntemlerini daha da geliştirmeye yönelik adımlar atıyor. Ancak, bu gelişmelerin bir kısmı tartışmalara yol açıyor. Özellikle, beş temel alanı sorgulayan ve altı sorudan oluşan bu yeni DEHB testi, birçok uzman tarafından eleştiriliyor. Testin basitliği, hızlı sonuç verme vaadi ve güvenilirliğine dair tartışmalar, DEHB'ye dair algıyı önemli ölçüde etkiliyor. Peki, bu test gerçekten tanı koyma konusunda etkili mi? İşte bu sorunun yanıtını birlikte inceleyelim.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), genellikle çocukluk döneminde başlayan ve bireyin dikkatini toplama, otokontrol sağlama ve gereksinim duyduğunda duraksama yeteneklerini etkileyen bir nörogelişimsel bozukluktur. DEHB’nin üç ana belirtisi bulunmaktadır: dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik. Bu belirtiler, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkilemekle kalmaz, aynı zamanda akademik başarı ve sosyal ilişkiler üzerinde de büyük bir etki yapar. Belirtiler kişiden kişiye değişiklik göstermekte, bu da DEHB'nin teşhis edilmesini zorlaştırmaktadır. Çocukluk döneminde ortaya çıkmasına rağmen, bazı bireylerde belirtiler ergenlik ve yetişkinlik döneminde de devam edebilir.
DEHB’nin belirtileri tipik olarak şu şekilde sınıflandırılır: Dikkat eksikliği belirtileri arasında kolayca dağılma, detayları göz ardı etme, görevleri tamamlamada zorluk gibi durumlar yer alırken hiperaktivite belirtileri arasında huzursuzluk, yerinde duramama ve aşırı konuşma gibi durumlar bulunmaktadır. Dürtüsellik belirtileri ise düşünmeden hareket etme, sıranın beklenmemesi ve başkalarının konuşmalarını kesme gibi davranışları içerir. DEHB’nin varlığı, yalnızca tutku ve motivasyonu azaltmakla kalmaz, aynı zamanda kişinin sosyal çevresinde de olumsuz etkilere yol açabilir.
Son dönemde ortaya çıkan DEHB testi, insanların bu bozukluğa sahip olup olmadıklarını belirlemenin hızlı bir yolunu arıyor. Test, yalnızca altı sorudan oluşmasıyla dikkat çekiyor ve sonuçların hızlı bir şekilde alınabileceği vaadinde bulunuyor. Ancak, uzmanlar bu tür basit testlerin potansiyel olarak yanıltıcı olabileceği konusunda uyarıyor. DEHB teşhisi, yalnızca anketler veya iki dakikalık testlerle konulacak kadar kolay değildir. Uzmanlar genellikle klinik değerlendirmeler, gözlemler ve bireysel geçmiş bilgilerini içeren daha kapsamlı bir süreç gerektirir.
DEHB tanısı koyulmadan önce, bireylerin günlük yaşamlarına dair detaylı bir değerlendirme yapılmalıdır. Bu değerlendirme, kişinin yaşam kalitesini etkileyen durumları, sosyal ilişkilerini ve eğitim hayatını içerir. Yapılan bir araştırmaya göre, basit testler genellikle yanlış pozitif veya yanlış negatif sonuçlar verir ve bu durum bireylerin gereksiz endişeler yaşamasına veya doğru tedavi almalarını engellemektedir. Dolayısıyla, uzmanlar, bireylerin DEHB değerlendirmesi için eğitimli profesyonel bir uzmandan yardım almalarının önemini vurgulamaktadır.
Ayrıca, DEHB tanısı koymak için sadece bireyin belirtileri değil, aynı zamanda bu belirtilerin hangi yaş dönemlerinde başladığı, ne ölçüde etkili olduğu ve bireyin tüm yaşamını nasıl etkilediği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle, altı soruya dayanan bir test, bir kişinin DEHB’sini doğru bir şekilde teşhis etmek için yeterli olmayabilir. Uzmanlar, bu tür testlerin yalnızca bir başlangıç noktası olabileceği ve kesin bir tanı için daha kapsamlı bir uzman değerlendirmesi gerektiği konusunda hemfikir.
Sosyal medyada ve çevrimiçi platformlarda yayınlanan bu tür testler, yüksek ilgi görse de, insanlar arasında DEHB konusunda daha fazla kafa karışıklığına yol açabilir. Testlerin hızlı sonuç verme vaadi, insanların yanlış bilgi almasına ve bunu ciddiye almasına neden olabilir. Bu da, DEHB ile ilgili olarak farkındalığı artırmak yerine yanlış anlamalara yol açabilir. Toplum, DEHB hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalı ve bu konuda daha bilimsel ve kapsamlı yaklaşımlar benimsemelidir.
Sonuç olarak, DEHB tanısını koymak için çok daha kapsamlı ve detaylı bir değerlendirme sürecine ihtiyaç vardır. Altı sorudan oluşan bu test, her ne kadar basit ve hızlı bir çözüm sunsa da, kesin bir sonuca varmak için yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle, DEHB belirtileri gösteren bireyler için, bir uzmandan yardım almak ve kapsamlı bir değerlendirme sürecine girmek, sağlıklı ve doğru bir tedavi süreci için elzemdir. Günümüzde DEHB konusunda farkındalığı artırmak ve doğru bilgiye ulaşmak, bireylerin yaşam kalitesini artırmak açısından büyük önem teşkil eder.